Ana içeriğe atla

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNDE, MARKETLERDE VE MAĞAZALARDA MÜŞTERİLERİN ÇALINAN MALLARINDAN MAĞAZALARIN SORUMLULUĞU


AVM'lerde ve mağazalarda alışveriş yaparken çalınan eşyalarınızdan dolayı ilgili market, mağaza ve AVM'nin doğrudan sorumluluğu mevcuttur. Bu husus Yargıtay içtihatlarında da açıkça belirtilmektedir.

Esasen AVM gibi doğrudan satış yapan işletmelerin müşterilerini koruma ve kollama mecburiyeti olup hırsızlık olaylarına karşı da gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu sebeple AVM, market, mağaza ve bunlara ek olarak stadyum gibi bir hizmet alınması için bulunulan yerlerdeki hırsızlık olaylarında doğrudan hırsızlığı polise ihbar etmek ve savcılığa şikayette bulunmak önemlidir. Bunlara ek olarak oluşan maddi zararın karşılanması için hukuk davası açılması gerekir.

Örnek Yargıtay kararının yol gösterici olacağını düşünmekle birlikte bu tür davalarda hırsızlık konulu davaları daha önce takip etmiş ve dava işleyişiyle ilgili tecrübeli bir avukatla hakkınızı aramanızın her zaman daha iyi olacağını belirtmekteyiz.

Benzer bir konu olan AVM otoparkında hırsızlık konusundaki yazımızı da okuyabilirsiniz

 

13. Hukuk Dairesi 

2015/1925 E.  ,  2016/6462 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, eşi ile birlikte 03/06/2012 tarihinde Kipa alışveriş mağazası içinde bulunan davalı şirketin ... Şubesinde bulunan mağazasına alışverişe gittiğini, el çantasının çalındığını, çantanın içinde 6.000,00 TL.'nin üzerinde nakit para, çeşitli bankalara ait kredi ve bankamatik kartları, nüfus cüzdanı, ev ve işyerlerine ait anahtarlar, bir adet nokia marka cep telefonu, şirkete ait kaşe, hesap makinesi, el feneri, ödeme makbuzları, 25.000,00 TL bedelli senet, ... firmasına ait wınn cihazı olduğunu, olay esnasında mağaza içinde bulunan eşine çantasını teslim ettiğini, yanlarında bulunan bebek arabasının yağmurluğu üzerinde taşınan çantanın eşinin başka bir yöne baktığı sırada çalındığını, mağaza güvenlik personeline başvurarak durumu haber ettiğini, güvenlik kameralarının 15 gündür arazıla olduğunun söylendiğini, ... güvenlik şefinden de şüphelilerin güvenlik kamera kayıtlarından belirlenmesini istediğini ancak talebinin red edildiğini, olay sonrasında ev, işyeri ve arabasını çilingir vasıtasıyla açtırmak zorunda kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla n hizmet kusuru nedeniyle maruz kaldığı hırsızlık olayı neticesinde oluşan 3.250,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacı ile eşinin ihmali neticesinde hırsızlık olayının oluştuğunu, olay tarihinde güvenlik kameralarının arızalı olması nedeniyle tespit yapılamadığını, davacı ve eşinin alışveriş arabasını ve bebek arabasını mağazanın kapısının önüne bırakarak alışverişe başlamalarının kusurlu olduklarının göstergesi olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece,davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalı şirkete ait mağazada alışveriş yaparken çantasının çalındığı iddiası ile bu davayı açmıştır. Hırsızlık olayının gerçekleştiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. Her ne kadar mahkemece, davacının, çantasının çalınmasında davalı şirketin ihmali ve kusurunu kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı şirkete ait mağaza da güvenlik kamerasının çalışmadığı dosya kapsamı ile sabit olup sırf bu nedenle bile davalı şirket kusurludur. Sıradan bir işyeri olmayan davalı şirkete ait mağazaya gelen müşterinin mal güvenliğini özellikle kendi muhafazasına terk edilmiş bir eşyasını asgari özen yükümlülüğüyle korumak ve kollamak zorunda bulunduğu davalı şirkete ait işyerine gelen müşterinin yapılan reklam ve hizmete güvenerek geldiği, müşterilerin davalının hakimiyeti alanında olduğu, müşterilerin zararlandırıcı eylemlerden korunması gerektiğinin kabulü zorunludur. Ancak kişilerin kişisel eşyalarını korumakta kendilerinden beklenen asgari özeni göstermemeleri halinde işyerlerine kusur atfedilmesi hak ve nesafet kurallarıyla bağdaşmadığı gibi işyerinin haksız yere zarara uğramasına neden olunabilecektir.Her olayın kendi içinde incelenip değerlendirilmesi gerekir. Öncelikle kişilerin kişisel eşyalarını korumada kendilerinden beklenen özeni gösterdiklerini kanıtlamaları gerekir. Bu halde tarafların olayda kusur ve sorumluluğu incelenmelidir. Hal böyle olunca mahkemece davacının maddi tazminat istemi yönünden tarafların müterafik kusur oranlarının tespiti yönünde inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.