İcra takibinin borçlusu kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı, (icra takibinin türüne göre) süresi içinde icra dairesine borca itiraz dilekçesi vererek takibi durdurma hakkına sahiptir.
İcra takibine itiraz eden borçluya karşı alacaklının izleyeceği yol duruma göre itirazın iptali davası açmak veyahut şartları mevcutsa itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmaktır.
İtirazın kaldırılmasında verilen kararlar icra edilebilir nitelikteyse de kesin hüküm içermemektedir. Yani icra mahkemesinde borçlu olduğu tespit edilen kişinin borçlu olmadığını ispat için izleyebileceği yol olan menfi tespit davasını açma hakkı vardır.
Menfi tespit davası açmak için icra takibine itiraz edilip edilmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Bu hususta aşağıdaki Hukuk Genel Kurulu kararı bağlayıcı olup incelenmesi önem arz etmektedir.
“Davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu hakkında cari hesaba dayanarak ilamsız icra takibinde bulunulduğu, davacı/borçlunun süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve takibin durdurulmasına karar verildikten sonra davacı tarafından borçlu olmadığının tespiti amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bir davanın korunmaya değer, güncel hukuksal yarar bulunmaması sebebiyle reddedilebilmesi için, borçluyu tehdit edebilecek tehlike ve savsaklamalara karşı onu koruma gereksinmesinin olmaması gerekir.
Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı "böyle bir borcu bulunmadığının saptanması" için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir icra takibi olan borçlunun bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır.
Kaldı ki, davacı/borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Takibin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur. Bu nedenle, davacının, takibe konu icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti davası açmakta hukuki yararı vardır.
Diğer taraftan, davalı/alacaklının alacağını isteme ve dava açma tehdidi altında bulunması sebebiyle de davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır.
Tüm bu açıklamalar ve özellikle İ.İ.K.nun 72 nci maddesinde icra takibinden önce de menfi tespit davası açılmasına cevaz verilmesi karşısında, yerel mahkemenin, davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu yolundaki gerekçesi ve buna göre vardığı sonuç isabetlidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme uygun olup, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle direnme uygun olduğundan, davalı vekilinin esasa dair diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.01.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.” (T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2011/19-622 K. 2012/9 T. 18.1.2012)
Yorumlar
Yorum Gönder
Sorularınızı Bu Başlık Altında veya Sayfanın Üstündeki SORU SOR-DANIŞ Mesaj Formundan Sorabilirsiniz. Ad-Soyad ve Telefon Bilgileri Paylaşılmayan Mesajlar Dikkate Alınmayacaktır.